Sendikamız Özçelik-İş tarafından “Büyük Eğitim Buluşması-Emek Sevdamız, Emekçi Heyecanımız” sloganıyla organize edilen eğitim semineri Antalya Kremlin Palace Otel’de gerçekleştirildi.
Eğitim seminerimiz, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden gelen 1000 binden fazla teşkilat mensubumuz ve üyelerimizin katılımıyla 17-20 Nisan 2025 tarihlerinde büyük bir coşku ve heyecan içerisinde yapıldı.
17 Nisan’da start alan faaliyetlerimiz, Sendikamızın Genel Başkanı Yunus Değirmenci’nin, Genel yönetimi kurulumuz, şube yöneticilerimiz ve üyelerimiz tarafından, “Yunus Başkan nerede, biz oradayız” “İşte Başkan İşte Sendika” sloganlarıyla ve yaktıkları meşalelerle otel girişinde karşılanmasıyla başladı.
Eğitim organizasyonumuzun ikinci gününde ise bir açılış toplantısı yapıldı.
Açılış programına Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Sendikamızın Genel Başkanı Yunus Değirmenci’nin yanı sıra Genel Başkan Yardımcılarımız Bayram Altun, Mustafa Kılıç, Aydın Baysal, Şerafettin Koç, Genel Sekreterimiz Ahmet Çolak, HAK-İŞ Antalya İl Başkanı Muhammed Talha Kandil, tüm Şube-Bölge Başkanlarımız ve yöneticileri, temsilcilerimiz ve çok sayıda üyemiz katıldı.
Salona girişte Değirmenci ve Arslan sahneye çıkarak, el ele tutuşup salonu selamladı.
Daha sonra Kuran-ı Kerim Tilaveti ile başlayan ve saygı duruşu-İstiklal Marşımız ile devam eden programda Genel Başkan Yardımcımız Baysal, sendikamızın eğitim faaliyetlerine ilişkin bir konuşma yaptı.
Baysal konuşmasında, “ ‘Zafer, dikkatli bir şekilde hazırlık yapanların tarafındadır’ şeklinde söylenmiş, derin manalar içeren, çok sevdiğim bir söz var. Bizler Özçelik-İş Sendikası olarak, büyük zaferlerin ciddi hazırlıkları sevdiğine inanıyoruz. Bugün üyelerimiz adına sahada ve masada kazanılacak zaferlerin, büyük hazırlık dönemlerinden geçtiğine inanıyoruz. Hiçbir zafer, tesadüfen, şans eseri ortaya çıkmaz. İşte bu düzenlediğimiz eğitimlerimiz, geçmişte kazandığımız ve yarınlarda kazanacağımız zaferlere giden yolumuzun en önemli köşe taşlarıdır. Türkiye’nin birçok bölgesinden bu kadar kişiyi bir araya getirme noktasında, büyük meşakkatleri bünyesinde barındıran bu eğitim programlarımız, aynı zamanda içerisinde büyük kazanımları da bulundurmaktadır. Meşakkati çoktur ama mükâfatı da boldur. Meşakkatin büyük zaferleri getirdiği de aşikardır. Bu vesileyle, teşkilatımızı ve üyelerimizin bütünleştirmesi, bilinçli bir sendikal anlayışın ortaya çıkması için yapılan bu programımızın gerçekleşmesine liderlik eden Sevgili Genel Başkanım Yunus Değirmenci’ye huzurlarınızda bir kez daha teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Daha sonra sloganlar eşliğinde konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen Genel Başkanımız Yunus Değirmenci, uzun süre atılan sloganlar ve alkışlar nedeniyle konuşmasına başlayamadı. Değirmenci yaptığı konuşmada, dünyadaki ve ülkemizdeki yaşanan gelişmeleri değerlendirmesinin ardından sendikamızın dünü, bugünü ve geleceğine ilişkin adeta tarihi bir konuşma yaptı.
“YOKUŞLARI DÜZE ÇIKARMAYA VAR MISINIZ”
“Var mısınız benimle?” diyerek coşkulu kalabalığa seslenerek sözlerine başlayan Genel Başkanımız Değirmenci, “Kırılsa da tüm dişliler, emekçilerin çarkını şanlı şanlı döndürmek için var mısınız? Akıtılan alınteri ve gözyaşlarını gökten bir elin silmesi için, duaya durmaya var mısınız? Yokuşları düze çıkarmaya, karanlık geceleri sonu gelmez gündüzlere çıkarmaya var mısınız? Sapan taşlarıyla füzeleri yenmeye, başkalarıyla farkımızı ortaya koymaya var mısınız? Şanlı tarihimizin gölgesinde, ahlak ve imanın ışığında, emekçilerin kahramanı olmaya var mısınız? Yer-gök su vermediği zaman, emekçilerin susuz gönüllerine, solgun yüzlerine, yitik hayallerine can suyu olmaya var mısınız? Emekçilere hizmet etmek gibi nurlu bir yola talip olmaya var mısınız? Taş bağırda, sular dizde, emekçilere ışık olmaya var mısınız?” ifadelerini kullanırken, teşkilatımız ve üyelerimiz de aynı heyecanla Değirmenci’ye her seferinde ‘Varııızz’ diye karşılık verdi.
“BU SALON HAYALLERİMİN GERÇEĞE DÖNÜŞTÜĞÜNÜN ŞAHİDİDİR”
Değirmenci konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Benim nazarımda, bu salon artık bir eğitim salonu olmaktan çıkmıştır. Bu salon, hayallerimin gerçeğe dönüştüğüne, dualarımın kabul olduğuna şahittir. Bu salon, Özçelik-İş’in ne kadar büyük bir aile olduğunun kanıtıdır. Bu salon, azimle, kararlılıkla, iman ve inançla yaptığımız çalışmalarımızın bir aynasıdır. Bu salon, cümle aleme, kurtlar sofrasının değil, kardeşlik sofrasının nasıl kurulduğunu gösteren bir dost meclisidir. Bu salon, bugüne kadar ilmek ilmek inşa ettiğimiz, fersah fersah yol aldığımız, emek davamızın ne kadar güç kazandığının yansımasıdır. Özçelik-İş Sendikası, sayenizde rüzgârı arkasına almıştır. Özçelik-İş, sayenizde dualarınızla, desteklerinizle hızını artırmıştır.”
“BU GÜZEL BİRLİKTELİĞİMİZİ KİM, NEYLE TÖKEZLETEBİLİR”
“Bu güzel tablonun karşısında kim, hangi gerekçeyle durabilir? Bu güzel görüntüye kim, niye itiraz edebilir? Bu güzel birlikteliğimizi kim, neyle tökezletebilir? Kardeşliğimize kim, nasıl gölge düşürebilir? Elhamdülillah, sayenizde bugün, dünden daha güçlüyüz. Elhamdülillah, emekçiye olan sevdamız, heyecanımız bugün dünden daha fazladır. Bugün, sayenizde haksızlığa, batıla, zulme karşı etten duvar örülmüştür. Bugün, sarsılmaz irademizin temelinin üzerine bir kat daha çıkılmıştır. Bugün, hak ve hakikat yolculuğumuz, yeni neferler kazanmıştır.”
MÜSLÜMANLAR OLARAK AKLIMIZI BAŞIMIZA ALIP, KENETLENMEMİZ GEREKİYOR”
“İnsanlığın adeta uçurumun kenarında gezindiğine, büyük bir kargaşanın ve kaosun içinde sürüklenip gittiğine, maalesef hep birlikte şahitlik ediyoruz. Yalnızca güçlünün haklı olduğu bir düzen, zehirli sarmaşık gibi bütün dünyayı sarmış durumdadır. Müslüman ülkeleri, yangın yeridir. Ortadoğu kan ağlamaktadır. Savaşlar, çatışmalar, kıtlıklar, ekonomik buhranlar, ticaret savaşları almış başını gitmektedir. Gazze’de, Arakan’da, Yemen’de, Suriye’de şehit edilen kundaktaki bebeklerin, Avrupa’da soyu tükenmekte olan, bir hayvan kadar değeri kalmamıştır. Müslümanı müslümana kırdırmak, müslümanın müslümana sahip çıkmasını engellemek için her türlü kirli plan devreye sokulmuştur. Müslümanlar olarak aklımızı başımıza alıp, kenetlenmemiz gerektiği ortadadır. Elbette ki Yüce Allah nurunu tamamlayacaktır. Bunun da gerçekleşmesi için, bizim kendimize gelmemiz gerekmektedir.”
“MİLLETİMİZ YENİ BİR TARİH YAZMANIN ARİFESİNDEDİR”
“Dünyadaki bu kargaşa ortamında, ülkemizin huzur ve güvenliği, her zamankinden daha fazla önem kazanmıştır. Yüzyıllarca dünyaya hükmetmiş olan Osmanlı İmparatorluğunun bakiyesi ‘Genç Türkiye’ ikinci yüzyıla girmiştir. Birinci yüzyılımız, adeta bir toparlanma, dizlerinin üstünden ayağa kalkma evresi olmuştur. Bugüne kadar terör belasıyla, ekonomik baskı ve tehditlerle, bölünme kaygısıyla, yaptırımlarla sindirilmeye çalışılan ülkemiz, kendisine biçilen kefeni yırtıp atmış ve artık ayağa kalkmıştır. Milletimiz, yeni bir tarih yazmanın arifesindedir. Türkiye artık, oyun kurucudur. Türkiye artık, terörsüz bir ikinci yüzyıla yelken açmıştır. Türkiye artık, eski Türkiye değildir. Nice canları şehit eden, milletimize on yıllardır bela olan bölücü terör örgütünün sonu gelmektedir. Türkiye, önüne çekilen surda, bugün itibariyle büyükçe bir gedik açmıştır. İnanıyoruz ki, yüzyıllarca İslam’ın sancaktarlığını yapan ülkemiz, ikinci yüzyılında; merhametin ve vicdanın sesi olan süper güç haline gelecektir. İnanıyoruz ki, mazlum coğrafyaların söylediği ‘Vefalı ve beklenen Türk geldi’ sözü ete kemiğe bürünmüştür ve bürünmeye de devam edecektir. Küresel güçlere rağmen, Türkiye’nin önü açıktır ve yeni yüzyılımız bu çerçevede şekillenecektir.”
“TÜRKİYE’NİN İKİNCİ YÜZYIL HEDEFLERİNE ULAŞMASI İÇİN NE GEREKİYORSA YAPIYORUZ”
“Bizler de gerek HAK-İŞ gerekse Özçelik-İş olarak, Türkiye’nin ikinci yüzyıl hedeflerine ulaşması için ne gerekiyorsa yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Allah’ın izniyle, yerli ve milli bir anlayışla, emekçiler olarak, nasırlı ellerimizle ülkemizi en üst sıralara taşıyacağız. Dün olduğu gibi bugün de gecemizi gündüzümüze katıp, ülkemizin kalkınması, güçlenmesi için çok çalışacağız. Bize düşen, kimi zaman ateşi söndürmek için ağzında su taşıyan bir karınca misali, safımızı belli etmektir. Bu anlayışla ülkemize, vatanımıza, milletimize, bayrağımıza, dinimize, değerlerimize sahip çıkmaya devam edeceğiz.”
“VATANA OLAN SEVDAMIZ EMEKÇİLERİN HAKLI TALEPLERİNİ HAYKIRMAMIZA ENGEL DEĞİL”
“Ülkemize ve milletimize sahip çıkarken, varlık sebebimiz olan metal emekçilerinin talep ve beklentilerinin de görmezden gelinmesine, asla müsaade etmeyeceğiz. Vatana olan sevdamız, millete olan aşkımız, emekçilerin haklı davasını haykırmamıza engel değildir. Bugün emekçilerin derdi büyüktür. Çalışma hayatının ve sendikal yaşamın içerisinde çözülmesini istediğimiz sorunlar, çığ gibi büyümüştür. Emekçilerin maaşlarındaki vergi yükünü haykırmaya devam edeceğiz. Marketteki, pazardaki zam yağmurunu anlatmayı sürdüreceğiz. Hayat pahalılığını, kâbusumuz olan kiraları anlatacağız. Ev-araba almanın, deveye hendek atlatmak kadar zor olduğunu haykıracağız. Elektrik, doğalgaz, su faturalarının sırtımızda bir kambur, omuzlarımızda ağır bir yük olduğunu, anlatmaktan geri durmayacağız.”
“EMEKÇİLERE SAHİP ÇIKILMASININ ZAMANI GELMİŞ VE GEÇMEKTEDİR”
“Bu ülkenin fedakâr emekçilerine, sahip çıkılmasının zamanı gelmiş ve geçmektedir. Enflasyon canavarı hortlamakla kalmamış, adeta gırtlağımıza çökerek, biz emekçileri nefessiz bırakmıştır. Bu hayat pahalılığında, emekçiler olarak dayanacak gücümüz, belimizi doğrultacak takatimiz, başımızı kaldırıp soluk alacak dermanımız kalmamıştır. Reçete bellidir. İşçinin maaşı üzerindeki vergiyi yüzde 10’a sabitleyin. Kafasına göre her şeye zam yaparak, bu ülke insanına ihanet edenlere hadlerini bildirin. Fahiş zamlarla milletin cebine göz diken fırsatçılara imkan tanımayın. Barınma, beslenme, eğitim, sağlık gibi tüm temel ihtiyaçlar üzerindeki vergi yüklerini kaldırın. Başta Devlet Hava Meydanları’nda çalışan üyelerimiz olmak üzere Kit’lerdeki taşeron sistemini çöpe atın ve bu emekçi kardeşlerimizin kadrolarını verin. Bizler, geçim sıkıntısıyla çaresiz bırakılmayı istemiyoruz. Bizler alınteri ve emeğimizin karşılığını istiyoruz. Üretenler olarak, çarkları döndürenler olarak, fabrika bacalarını tüttürenler olarak, uçağın tekerini döndürenler olarak hakkımızı istiyoruz hakkımızı.”
“9 YILDA YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALARLA SÜPER GÜÇ OLMA HAYALLEİRMİZİN TEMELİNİ ATTIK”
“Türkiye’nin ikinci yüzyılı için kendine koyduğu süper güç hedefi ortadayken, bizim yerimizde saymamız ya da geriye gitmemiz düşünülemez. Sendikamız bünyesinde son 9 yıldır yaptığımız çalışmalarla, önümüzdeki dönem sendikal camia içerisinde süper güç olma hayalimizin temelini atmış bulunmaktayız. Geri bıraktığımız son 9 yılda sosyal sendikacılık, Özçelik-İş bünyesinde adeta vücut bulmuştur. Üyelerimizin evlatlarına verilen burslardan, hastalık, afet gibi zor durumlara maruz kalan üyelerimize verilen milyonlarca liralık sosyal yardımlara, yeni genel merkez binamızdan şubelerimize aldığımız yeni yerlere, üyelerimize dağıttığımız hediyelerden Ankara’nın göbeğinde 5 yıldızlı otel konseptinde yaptığımız yeni konukevimize, bugünlerde inşaatını başlattığımız 8 katlı olacak Karabük şube binamıza, devasa eğitim organizasyonlarından uluslar arası sendikal camiada Özçelik-İş’in adını duyurmamıza, imzaladığımız tarihi toplu iş sözleşmelerinden 50 bine yaklaştırdığımız üye sayımıza kadar, nice hizmeti emekçiler için hayata geçirdik.”
“KARDEMİR TAMAM, SIRADA İSDEMİR VAR”
“Türkiye’nin sözleşmesi” adını verdiğimiz KARDEMİR sözleşmesini büyük bir mücadele sonucunda işverenle uyum içerisinde masa başında imzalama başarısını gösterdik. Sendikamız, 2025 yılında imzaladığı “Türkiye’nin sözleşmesi” ünvanını alan bu sözleşme ile önemli bir prestij yakalamıştır. Yine bu salonda bulunan Kardemir emekçilerinin şahsında bütün KARDEMİR emekçilerine ve Karabük’ümüze hayırlı olsun. İSDEMİR’de de geçen dönem imza attığımız başarılı bir sözleşmeyi bu dönemde de İSDEMİR’deki üyelerimize hediye etmek için canla, başla çalışıyoruz. İnanıyorum ki, tüm toplu iş sözleşmelerimizi dün olduğu gibi bugün de alnımızın akıyla imzalayıp, üyelerimize hediye edeceğiz.”
“SENDİKACILIKTA TÜM MESELE HEYECAN MESELESİDİR”
“Yaptığımız ve yapacağımız çalışmaların ana aktörü, heyecan sahibi olabilmektir. Tüm mesele, heyecan meselesidir. Bütün mesele; Allah’ın rızasına, ülkemize, milletimize, emekçilerimize duyduğum heyecanla başladı. Sendikacılık hayatımın başından itibaren, beni bugün buralara taşıyan en önem şey, heyecan olmuştur. Bugüne kadar hiçbir zaman, geçici heveslere heyecan duymadım. Öncelikle Allah’ın rızasını kazanabilmenin heyecanını yüreğimde her zaman taşıdım. Yıllar önce torna tezgahının başında çalışırken, baştemsilci olduğumda da, büyük heyecan duymuştum. Sonra Şube başkanı, genel sekreter, genel başkan, HAK-İŞ Genel Başkan yardımcısı olduğumda da, büyük bir heyecan yaşadım. Kalbimi şöyle bir yokladığımda, bu heyecanın, makam-mevki-itibar kazanma heyecanı olmadığını görmüştüm Elhamdülillah. Bu heyecan, emekçiye hizmet edebilmek için açılan kapılardan içeriye girmenin heyecanıydı. Bugüne kadar umuduma, imanıma, sabrıma, aklıma ve yüreğime, her zaman heyecanım eşlik etti. Heyecan varsa, emekçiyi güldürebilmenin yolları da vardır. Heyecan varsa, sendikal başarı kaçınılmazdır. Türkiye’nin ikinci yüzyılında bizleri zirveye taşıyacak yegane argüman da heyecandır heyecan. Başta şahsım olmak üzere Genel Yönetim Kurulumuzdan Denetim-Disiplin Kurulu üyelerimize, şube başkanlarımızdan şube yöneticilerimize, temsilcilerimizden baş temsilcilerimize kadar, hepimizin yeni bir heyecana ihtiyacı vardır.”
“YERİMİZİ BAŞKALARI DEĞİL BİZ BELİRLEMELİYİZ”
“Başkaları 50 bin üye neyinize yetmiyor, bu eğitim programları sizi neden tatmin etmiyor diyebilir. Başkalarının bizlere biçtiği rolü ve konumu elimizin tersiyle iterek, Özçelik-İş’i hak ettiği yerler olan 100 binlere, 200 binlere ulaştırmamız gerekiyor. Bu salonları yılda birkaç sefer, iki katı üç katı üyeyle doldurabildiğimiz bir anlayışı ortaya koymamız gerekiyor. Özçelik-İş Sendikası’nı hak ettiği yerlere taşıyacak politikalar üretmemiz gerekiyor. Metal işçisinin gönlüne dokunabilmek için neler yapmamız gerektiği üzerine gece gündüz kafa patlatmamız gerekiyor. Rakiplerimizin ortaya koyduğu klişe politikalardan sıyrılarak, farkımızı ortaya koyacak projeler üretmemiz gerekiyor. Özçelik-İş Sendikası’nın Türkiye’deki yerini bizim dışımızda birilerimi tespit edecek, yoksa teşkilat mensubu olan bizler mi yerimizi belirleyeceğiz? Ki, Özçelik-İş Sendikası’nın yerini belirlemek bizim asli görevimiz olmalı.
“GEÇMİŞE TAKILIP KALAMAYIZ”
O zaman geçmişe takılıp kalarak, eski alışkanlıklarımızla hareket edemeyiz. Eski Türkiye’nin Eski sendikacılık hayalleriyle heyecan bulamayız. O’cu, bu’cu olamayız. Kin ve nefretimizle hareket edemeyiz. Egomuza mahkum olamayız. Bahanelerin arkasına sığınarak mazeretler üreterek çare bulamayız. Küçük olsun benim olsun anlayışıyla devam edemeyiz. İşçinin talep ve beklentilerine kulak tıkayamayız. O zaman gelin, değişen dünyada, gelişen ülkemizde, ikinci yüzyılın başında, Mevlânâ’nın yeni şeyler söylemek lazım cancağızım dediği gibi, bizler yeni yollar, yeni söylemler, yeni icraatler arayalım. Kendimizi de yenileyelim, teşkilatımızı da yenileyelim. Yeni bir heyecana hep birlikte talip olalım.”
“HAK-İŞ VE ÖZÇELİK-İŞ EN BÜYÜK YAPMAYA VAR MISINIZ”
“Ülkemizi, sendikamızı, ailelerimizi, işletmelerimizi birlikte büyütmeye, bunlara olan borcumuzu daha çok çalışarak ödemeye var mısınız? HAK-İŞ ve Özçelik-İş’i en büyük yapmaya var mısınız? HAK-İŞ ve Özçelik-İş’in ilkelerini, değerlerini birlikte savunmaya var mısınız? Aşkla, yorulmak nedir bilmeden, Özçelik-İş’i geleceğe taşımaya var mısınız? Daha fazla emekçinin evladına burs verilebilmesi, mağdur ve mazlum olmuş emekçiye daha fazla sosyal yardım sunulabilmesi için, heyecanla çalışmaya var mısınız? Daha büyük salonlarda, daha fazla emekçiyle buralarda buluşabilmek için, sendikamıza sahip çıkmaya var mısınız? Haksızın, arsızın, namussuzun karşısında dimdik durabilmek için heyecanla yola revan olmaya var mısınız?”
“BAŞINI YASTIĞA KOYDUĞUNDA EMEKÇİLERİ DÜŞÜNMEKTEN UYUYAMAYANLAR BENİM YOL ARKADAŞIMDIR”
“Emekçiye hizmet yolunda, heyecanını hep taze tutanlar, aşkla yola talip olanlar, hepsi benim dava arkadaşlarımdır. Emekçinin derdiyle dertlenip, başını yastığına koyduğunda çözülmemiş bir mesele yüzünden gözüne uyku girmeyenler, benim yol arkadaşlarımdır. HAK-İŞ’i, Özçelik-İş’i bir aile gibi gören, ailesine her yerde sahip çıkan benim kardeşimdir. Emekçinin ve ailesinin yüzü gülsün diye çırpınıp duranlar, benim gönüldaşımdır. Benimle birlikte bedel ödemeye, badirelere direnmeye varım diyenler, benim hem sırdaşım hem de iki cihanda kardeşimdir. Mesai bittikten sonra bile, hala aklında emekçinin derdiyle gezen benim dertdaşımdır. Emekçinin gönlüne dokunan, emekçiye haksızlık edilmemesi için önce Allah’tan korkan, benim dindaşımdır. Bu ülkeye, bu vatana, bu millete büyük bir heves ve heyecanla hizmetkâr olmak isteyenler benim soydaşımdır. Gerisi lafı güzaf, teferruattır. Gerisi boş lakırdı, boş beleş sözdür.”
ARSLAN: “DEĞİRMENCİ GÖREVİ DEVRALDIĞINDAN BU YANA HAK-İŞ İLE İLİSKİLER KOPMAZ HALE GELDİ”
Genel Başkanımız Değirmenci’nin ardından bir konuşma yapan Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in Genel Başkanı Mahmut Arslan ise şunları kaydetti:
“Özçelik-İş Sendikamızın gücü, HAK-İŞ’in gücüdür. HAK-İŞ’in gücü Türkiye’nin gücüdür. Bize güç veren, bize katkı veren, bizi bugünlere taşıyan sizlere ne kadar teşekkür etsem azdır. Allah sizden razı olsun. Sayın Genel Başkanım, görevi devraldığından bu tarafa, HAK-İŞ ile Özçelik-İş Sendikası arasında ilişkiler kopmaz, kördüğüm olmuş ilişkilere dönmüştür. Bundan sonra hiç kimse bu düğümü çözemeyecek. Hiç kimse bizi birbirimize asla ve asla düşüremeyecek. Onun için sizin gücünüz, desteğiniz, bugün bu salonda ortaya koyduğunuz performans, bakış açınız, gerçekten beni çok heyecanlandırdı. Bütün sendikalarımızın aynı anlayış içerisinde, aynı bakış açısına sahip olması ve HAK-İŞ birlikte geleceğe taşınmamızı arzu ediyoruz.”
“GENEL BAŞKANIN LİDERLİĞİNDE YENİ BİR HEYECANLA İLERİYE BAKALIM”
Özçelik-İş Sendikasında, hocanın ifade ettiği gibi, yağ var, un var, şeker var. O zaman bize helva yapmak düşer. Helva yapacak ustalar da burada. O zaman sorun yok. Hep birlikte, Genel Başkanınızın liderliğinde Sendikamızın yönetim kurulu, bütün teşkilat mensuplarıyla yeni bir heyecanla, yeni bir anlayışla ileriye bakalım. Büyük fotoğrafa bakmaktan vazgeçmeyelim. Küçük ve günü birlik hesaplar, kişisel çıkarların ötesine taşımak zorundayız. Sendikamıza baktığımız zaman, Allah’a çok şükür, her türlü imkanlar, her türlü size sunulacak fırsatlar var, onun için biz daha fazla mücadele edeceğiz. Dünden bugüne kıyasladığımızda muhteşem bir gerçekten başarı hikayesi var. 10 yılda elde ettiğiniz başarıları saymakla bitmez. İyi ki varsınız diyebilirim. Ama bu bize ve davamıza bir fayda sağlamaz. Başarılarla elbette övüneceğiz. Ama bugünkü durumu kabullenemeyiz. Bu işi daha ileri taşıyacağız. Onun için Yunus Değirmenci’nin az önceki yaptığı konuşmadaki bakış açısını çok önemli buluyorum. Var olanla yetinmek değil, daha ilerisini, daha büyüğünü ve daha güçlüsünü inşa etmemiz gerekiyor. Çünkü herkes bizi bekliyor.”
Konuşmaların ardından hediye takdimi ve toplu fotoğraf çekimiyle açılış toplantısı sona ererken, daha sonra eğitimlere geçildi.
“GENEL BAŞKANIMIZLA SÖYLEŞİ BÜYÜK BEĞENİ TOPLADI”
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalından Prof. Dr. Mehmet Merve Özaydın ve İletişim ve Kişisel Gelişim Uzmanı Rahim Aladağ, katılımcılara kişisel gelişim ve sendikal konulara ilişkin birçok başlıkta eğitimler verdi.
Rahim Aladağ, eğitimi esnasında, Genel Başkanımız Yunus Değirmenci sahneye davet ederek, sendikal hayatına dair geniş bir sohbet gerçekleştirdi.
Büyük beğeni toplayan sohbetin ardından program tamamlanmış oldu.