Çelik-İş Sendikası 13. Olağan Genel Kurulu yapıldı. Genel Başkan Cengiz Gül ve ekibi genel kurulda güven tazeledi. Genel Başkan Gül, “Baskılar bizleri hiçbir zaman yıldıramaz. Çelik-İş olarak her zaman ve her yerde dimdik ayaktayız” dedi.
Hak-İş Konfederasyonu’na bağlı Çelik-İş Sendikası’nın 13’üncü olağan Genel Kurul’u büyük bir coşku ve heyecan içinde Başkent Öğretmenevi’nde yapıldı. Demokrasi şöleni havasında geçen genel kurula Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Cengiz Gül, genel kurul salonuna alkışlar ve sloganlar eşliğinde geldi.
Genel kurul divan başkanlığını Hak-İş Genel Başkanı Arslan’ın yaparken divan kurulu ise Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Toruntay, Hak-İş Genel Sekreteri Dr. Osman Yıldız, Çelik-İş Sendikası Karabük Şube Başkanı Ulvi Güngören ve Kayseri Şube Başkanı Celalettin Korkmazyürek’ten oluştu.
Genel Kurula Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurulmuş, TBMM Meclis Başkanı Cemil Çiçek ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başarı telgrafı gönderdi.
MODEL TEŞKİL EDECEK ÖZELLİKLER YARATTIK
Genel kurulda konuşan Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Gül, çalışma yaşamında özgün modeller ürettiklerine dikkat çekti. Genel Başkan Cengiz Gül, “Kardemir, Karabük Demir Çelik, Seydişehir Alüminyum ve İsdemir’in bu işletmelerin başında geliyor. İsdemir yöneticileri ‘İsdemir batıyor’ dediğinde Hak-İş ve Çelik-İş olarak sosyal bir model üretildi. İsdemir’in batmaması için işçilerin maaşlarından gönüllü olarak yüzde 35 ücret indirimi yapıldı ve bu kriz başarı ile atlatıldı. Yaşananlar sonucunda kapanır denilen İsdemir’in bugün bir dünya yüzü olmasını sağladık” dedi.
İSDEMİR’DE DİMDİK AYAKTAYIZ
İsdemir şirketi tarafından bütün bu yaşananlara rağmen, günümüzde Hak-İş ve Çelik-İş’e karşı anti sosyal bir yaklaşım sürdürülmesinin kabul edilemeyeceğini belirten Genel Başkan Gül, İsdemir işçisinin bu tür davranışlara geçmişte müsaade etmediğini, bugün de müsaade etmeyeceğini belirtti. Cengiz Gül “İsdemir’de Çelik-İş ve Hak-İş hesaba çekilmek istenmektedir. Çelik-İş Sendikası 40 yıldır İsdemir’de yetkilidir. İşte bu 40 yıllık yetkili sendikayı yetkisizleştirmek isteyenler var. Sağduyumuz sayesinde, kararlı duruşumuz sayesinde bu girişimleri el birliğiyle boşa çıkardık. Demokrasi içinde, hukuk devletinde bu tür girişimler bizi korkutmaz. Kirli ve gizli ajandalarla dolaşanlar var. Onlara rağmen Hak-İş ve Çelik-İş olarak dimdik ayaktayız. 28 Şubat’ta da ayaktaydık, bu günde dimdik ayaktayız. Kimse bize geri adım attırmayı düşünmesin, buna yeltenmesin. Tüm işçi kardeşlerime böylesi bir kararlılık ve onurlu duruş gösterdiği için ne kadar gurur duysam az olur ” diye konuştu.
YASALAR, İŞ GÜVENLİĞİNDE YETERLİ DEĞİL
Çalışma hayatının en önemli konularının başında iş sağlığı ve iş güvenliğinin geldiğini vurgulayan Gül, yaşanan iş kazalarına savaşlar kadar üzüldüklerini ifade etti. Soma ve İstanbul’da yaşanan asansör facialarının Türkiye’deki iş kazalarının ne kadar ciddi bir boyuta geldiğinin göstergesi olduğunun altını çizen Gül, “Gerekli önlemler alınmadığı ve cezaların caydırıcı olmadığı için iş kazalarının önlenemeyeceği çok aşikar ve gün gibi ortaya çıkmıştır. Bu iş kazalarının yaşandığı yerlerde iş güvenliği uzmanlarını görüyoruz. Soma’da da vardı, İstanbul’daki kazada da vardı. Bunlar yasalarımızda var. Ama bunların yeterli olmadığı görülmüştür. Çünkü bu uzmanlar iş yerlerinin sahipleri tarafından ücretleri ödendiği sürece iş yerindeki bu denetim eksikliğinin çözülemeyeceğini düşünüyoruz” dedi.
İŞ GÜVENLİĞİ UZMANLARI BAĞIMSIZ OLMALI
Gül, iş güvenliği ve iş sağlığı uzmanlarının işverenlerden bağımsız bir şekilde çalıştırılması gerektiğinin altını çizdi. “İşverenden ücretini aldığı sürece bu uzmanların iş durdurma kararı vereceğini düşünmüyorum” diyen Gül, “Bu uzmanların, idari ve bağımsız bir kurul tarafından örgütlenmesini ve ayrı bir kadro ile çalışmasını öneriyoruz. Türkiye, iş kazalarında ön sıralarda yer alıyor. İş kazalarının mutlak ve mutlak önlemek zorundayız. Çünkü ölen canlar bizimdir” şeklinde konuştu.
YENİ VE SİVİL BİR ANAYASA MUTLAK GEREKLİ
Çelik-İş Genel Başkanı Gül, sivil bir anayasanın önemine de değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye yeni bir anayasa konusunda patinaj yapmaktadır. Yeni bir anayasayı herkes söylemekte ama nedense bunun hayata geçirilmesi konusunda yavaş davranılmaktadır. Her geçen gün her geçen yıl ülkemizin aleyhinedir. Mutlak ve mutlaka sivil bir anayasaya ihtiyaç vardır. Çalışma yaşamında sendikaların işyerlerinde toplu sözleşme yetkilerinin verilmesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kolaylaştırılmalıdır. İşverenlerin üzerinde oyun oynayabilecekleri bir düzenden çıkartılmalıdır. Toplu sözleşme iş yeri yetkisiyle oynayan işverenler, kamu düzenini bozma suçundan cezalandırılmalıdır.”
ORTADOĞU’DA EMPERYAL ÇIKARLAR VAR
Ortadoğu’daki gelişmelere değinen Gül, Suriye, Irak ve Filistin başta olmak üzere Ortadoğu’daki kanın durması için, kanın akmaması için, çocukların öldürülmemesi için sendika olarak büyük gayret gösterdiklerini söyledi. Gül, “Ortadoğu’da bir iç savaş yaşanmaktadır. Bölgede silahlar ve bombalar patlatılmaktadır. İnsanlar vatanlarından kovulmakta bırakılıyor. Ortadoğu’da yaşanan bu kan gölünün nedeni ve niçini bizlere mezhep savaşları olarak gösterilmekte. Ama özüne baktığımızda emperyalizmin bu bölgeye nasıl ulaşabileceğini gösteren emareler var. Oyun aslında aynı oyun. Aktörler aynıdır. Hiroşima ve Nagasaki’yi bombalayan uçaklarla Irak’ı, Suriye’yi Filistin’i bombalayan uçaklarla aynı, sadece pilotların isimleri farklı. Kimse bize bu yaşananlara seyirci kalmamızı istemesin. Bu gün insanlar katlediliyorsa biz bu katliamları seyredelim demeyeceğiz. Filistin ve Gazze’de, Suriye’deki bu mazlum halklara yardıma koştuk. Kendi yoldaşlarımızla emperyalizm dediğimiz sisteme birlikte karşı durmak istiyorsak, Ortadoğu halkları ile birlikte durmamız gerektiğini biliyoruz. Emperyal güçler her Ortadoğulu öldürdüğünde Anadolu’yu işgale gelmişler kadar acı duyuyoruz. Bunu hissetmeyen bizden değildir diyoruz. Çünkü yanı başımızda çocuklar katledilirken bunlara duyarsız kalmamız mümkün değildir” diye konuştu.
ARSLAN: ÇELİK-İŞ METAL İŞÇİSİNİN UMUDU
Hak-İş Genel Başkanı Arslan genel kurula hitaben yaptığı konuşmada, Çelik-İş Sendikasının metal işkolunun umudu olduğunu belirterek, Türkiye’deki metal işkolunda çalışan tüm emekçilerin Çelik-İş çatısı altında toplanacağı günlerin hayalinin kurulması gerektiğini ifade etti. Hak-İş Konfederasyonu’nun ve bağlı sendikaların büyük bir örgütlenme sürecinde olduğunu ifade eden Arslan, “Hak-İş ile birlikte işbirliği yapan Çelik-İş sendikamız başta özellikle Türk Hava Yollarının çok önemli bir iştiraki olan HABOM’da bunun yanı sıra TERMİKEL’de ve Sivas da örgütlenme çalışmalarını tamamlamış ve toplu sözleşmeyi imzalamış bulunmaktadır” dedi.
BİZİM OLMADIĞIMIZ YERLERDE SENDİKACILIĞIN DIŞINDA HER ŞEY VAR
Çelik-İş sendikasının bu başarı öyküsünün yeterli bulunmaması gerektiğini vurgulayan Arslan, “Metal iş kolunda en büyük sendika olmak zorundayız. Hak-İş nasıl ki Türkiye’nin en büyük konfederasyon olmak zorunda ise Çelik İş de metal iş kolunda en büyük olmak zorundadır” dedi. Mazeretlere ve engellere takılıp vazgeçmenin başkalarına fırsat vermek olduğunu belirten Arslan, “Bizim olmadığımız yerlerde ne yazık ki adaletsizlik, haksızlık, sömürü ve gerçek sendikacılığın dışında her şey var. Onun için bizim görevimiz Çelik-İş’in sadece üyelerine hizmet etmek değil. Hak-İş Konfederasyonunun misyonu sadece Hak-İş mensuplarına hizmet etmek ile sınırlandırılamaz. Hak-İş ülkemizin bölgemizin ve yeryüzünün bütün mazlumlarına yardım etmek ve onların sorunlarını çözmek için mücadele etmek zorundadır” dedi.
USLU: ESKİ TÜRKİYE’DEN KALMA BİR TUTUM
Hak-İş Konfederasyonu Onursal Başkanı, TBKK İdare Amiri ve Çorum Milletvekili Salim Uslu ise yaptığı konuşmanın büyük bir bölümünü İsdemir’e ayırdı. İsdemir yönetiminin Çelik-İş sendikasına karşı tutumunun eski Türkiye’den kalma bir tutum olduğunu ve bunun kabul edilemez olduğunu belirten Hak-İş Konfederasyonu Onursal Başkanı Salim Uslu, “İsdemir yönetimi dünkü Türkiye’nin eski alışkanlıklarını devam ettirmeye çalışıyor. Önce baskı yapıyor. İşçileri başka bir sendikaya geçirmeye zorluyor. O sendika ki beşli çetenin içerisinde bulunmuş mahkûmiyet almış, ceza evine girmiş çıkmış ve darbecilere finansörlük yapmış bir sendikadır. İsdemir yönetimi böyle bir sendikayı yanına alıp ona ikame etmeye çalışıyor. Bununla birlikte Çelik-İş işçisine ve sendikasına baskı yapıyor. Türlü oyunlarla Çelik-İş’e İsdemir de yetkisizlik çıkarıyor. Hakkımızı sonuna kadar aramalıyız. Eğer hakkımızla birlikte şerefimize de sahip çıkacaksak, o zaman bizi sendikasız, bizi toplu sözleşmesiz bırakan bizim aklımıza, vicdanımıza ve irademize ket vurmak isteyen eski Türkiye’nin işverenine eski Türkiye’nin sendikasına da direnmek bizim boynumuzun borcudur. Toplu sözleşme kamu düzenidir. Kamu düzenini korumak ve sürdürmek herkesin görevidir. Kim kamu düzenini bozuyorsa bunun bedelini öder” diye konuştu.
GELECEĞİNİZE SAHİP ÇIKIN
Salim Uslu, konuşmasını “Çelik işçisinin, Hak-İş’in, sendikacıların yüreği var. O yürekli insanlardan bir tanesi rahmetli Metin Türker, Keramettin Arslan ve sayısız sendikacı, çelik işçisi vardır. Çelik-İş Sendikasının efsane Lideri rahmetli Metin Türker’in ‘Size iki vasiyetim var. Birincisi Çelik-İş Sendikasına bir de Hak- İş Konfederasyonuna sahip çıkın’ demiştir. Sendikanıza, Hak-İş’e, geleceğinize ve haysiyetinize sahip çıkın. Haklılığınıza iman edin. Kendi geleceğinize sahip çıkmak için yenilenme, bilenme, kararlılığımızı artırma, kendimize güvenme ve haklılığımıza iman etme toplantılarıdır. Kendinize güvenin. Hakkınıza ve geleceğinize sahip çıkın. Böyle bir anlayışla yapılan genel kurulun ve akabinde verilebilecek mücadelenin başaralı olacağından kimsenin şüphesi olmasın” şeklinde sürdürdü.
ÇALIK: HER ZAMAN ÇELİK-İŞ’İN YANINDAYIZ
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Öznur Çalık da genel kurulda konuşma yaptı. Konuşmasına ‘Yüreği çelik gibi işçileri selamlıyorum’ diyerek başlayan Öznur Çalık, her zaman Çelik-İş’in ve demir çelik işçisinin yanında olduklarını vurguladı. Çalık, “Türkiye’nin zor zamanlarında her zaman Hak-İş ve Çelik-İş vardı. Yaptıkları çalışmalarla ülkemizin önünün açılmasında aktif rol oynadı. Şimdi de biz Hak-İş ve Çelik-İş’in yanındayız ve yanında olmaya devam edeceğiz. Milletin iradesine darbe vuranları kimse unutmadı ve unutmayacak. İşverenin işçiyle bir ve beraber olduğu bir Türkiye için çalışıyoruz. İşçi kardeşlerimizin çalışma koşullarının iyileştirilmesi için, işçilerimizin emeğinin karşılığını aldığı bir Türkiye için çalışıyoruz. Bu çalışmayı da Hak-İş ve Çelik-İş ile birlikte yapıyoruz” dedi.
MESS Genel Sekreteri Hakan Yıldırımoğlu ise sendikalarla işverenler arasındaki ilişkilerinin önemine değindi.
Sanayi ve Ticaret eski Bakanı Mehmet Dönen de genel kurulda bir konuşma yaptı. Demir çelik işçilerinin çalışma şartlarının zorluğundan bahseden Mehmet Dönen, ekonominin bel kemiğini oluşturan işçilerin en iyi çalışma şartlarını hak ettiğini vurguladı. Kendisinin de Çelik-İş üyeliğinden geldiğini kaydeden Dönen, dün olduğu gibi bu gün de Çelik-İş’i desteklediklerini söyledi.
CENGİZ GÜL VE EKİBİ GÜVEN TAZELEDİ
Konuşmaların ardından yapılan seçimin sonuçlarına göre Çelik-İş Sendikası Genel Başkanı Cengiz Gül, güven tazeleyerek yeniden genel başkanlığa seçildi. Genel merkez yönetimi şu şekilde oluştu: Genel Başkan Cengiz Gül, Genel Sekreter Yunus Değirmenci, Genel Mali Sekreter Bayram Altun, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Recep Akyel, Genel Eğitim Sekreteri Ferhan Öner. Cengiz Gül ve ekibi uzun süre delegeler tarafından sloganlar eşliğinde ayakta alkışlandı.
Çelik-İş 13. Olağan Genel Kurulu’na Hak-İş Konfederasyonu Onursal Başkanı TBMM İdari Amiri ve Çorum Milletvekili Salim Uslu, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, Hak-İş Genel Başkan Yardımcıları Settar Aslan ve Mehmet Şahin, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık, Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili Sevde Bayazıt Kaçar, Çelik-İş Sendikası Onursal Başkanı Feridun Tankut, Sanayi ve Ticaret eski Bakanı Mehmet Dönen, HSYK Üyesi Ahmet Karayiğit, MESS Genel Sekreteri Hakan Yıldırımoğlu, Hak-İş’e bağlı sendikaların başkan ve yöneticileri ile çok sayıda davetli katıldı.