27 Ocak 2024

MAHMUT ARSLAN: “EMEKLİ ZAMMINDA REFAH PAYININ ARTIRILMASINI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ”


Konfederasyonumuz HAK-İŞ’in Genel Başkanı Mahmut Arslan, 24 Ocak 2024 tarihinde Hizmet-İş Sendikası’nın 46. yıldönümü kapsamında basın mensuplarıyla bir araya geldi. 
Genel Başkan Arslan, basın mensuplarının yoğun katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda, emeklilere yapılan zam oranlarından, Kamu Çerçeve Protokolüne ilişkin taleplere, sendikal örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasından, Gelir Vergisi oranlarının Yüzde 10’a sabitlenmesine kadar çalışma hayatı ve gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Arslan, İşçi ve Bağ-Kur Emeklileri için yapılan düzenlemeden duyduğu memnuniyeti belirtirken, “Düzenlemeye emeğe geçen başta iktidar partisi ve Cumhur ittifakı olmak üzere buna destek veren herkese teşekkür ediyoruz. Emeklilerimiz daha fazlasını hak ediyor. Ama yine de yüzde 5 ile sınırlanan refah payının yüzde 10’a çıkartılmış olması gerçekten bizi mutlu etmiştir” dedi. Arslan, HAK-İŞ Üyesi yaklaşık 30 bin işçinin emekli olduğunu ve onların talepleri doğrultusunda Hak Emek-Der isminde bir emekli derneği kurulduğunu söyledi. Arslan, derneğin yanı sıra Hak Emekliler Sendikasının kurulması konusundaki çalışmaların da başlatıldığını, yakında yasal prosedürlerin tamamlanmasının ardından kamuoyuyla paylaşılacağını kaydetti.

“KAMU ÇERÇEVE PROTOKOLÜ ZAMANLA ANLAMI YİTİRMİŞTİR”

Kamudaki 700 Binden fazla işçinin 2023-2024 dönemindeki mali ve sosyal haklarının belirlendiği Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü´nü Mayıs ayında imzalandığını anımsatan Arslan, enflasyon nedeniyle aradan geçen sürede sözleşmenin anlamını yitirdiğini söyledi.

Arslan, “Yürürlük süreleri farklı olan sözleşmelerin tamamı için enflasyon artı iyileştirme yapılması konusunda sayın Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanımıza ve işveren sendikası TÜHİS’e çağrımızı yineliyoruz. Bu çağrımızın bir Ek Protokolle karşılık bulmasını istiyoruz” diye konuştu.

“Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü, belediye şirketlerinde de uygulanmalı, bunun önünde yasal hiçbir engel yok” diyen Arslan, diğer işçi konfederasyonlarının karşı çıkmasına rağmen HAK-İŞ’in bu konuda ısrarcı olduğunu vurguladı. 
Çerçeve Protokolün işleyiş sürecinde kurgusal bir sorun olduğunu ifade eden Arslan, “İşçi Konfederasyonlarını, kamudaki bir işveren sendikasıyla muhatap etmek, muhataplık ilişkilerine de zarar veriyor. Onun için HAK-İŞ olarak, Kamu İşveren Sendikalarının da üyesi olduğu ve Türkiye’de işverenleri en fazla temsil yetkisine sahip TİSK, bizim Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolündeki muhatabımız olmalı” dedi. 

“EMEK HAREKETİNİN PAYI YÜZDE 27’YE DÜŞTÜ”

Çalışanların ağır vergi yüküyle karşı karşıya olduğunu belirten Arslan, çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması gerektiğini her fırsatta dile getirdiklerini belirtti.
Arslan, 2002 yılında bir çalışanın 16 asgari ücret kadar gelirden sonra yeni bir vergi dilimine geçtiğine dikkati çekerek, “Eğer asgari ücret vergi dışı bırakılmasaydı, dördüncü ayda asgari ücretli çalışanlar yüzde 20 vergi dilimine girer noktaya gelecekti. Enflasyon oranlarının bile üzerinde vergi geçiş oranları ne yazık ki ücretleri aşağıya çekiyor. Misal, Ocak ayında imzaladığımız sözleşmeyle 100 lira alan bir arkadaşımız, ücret zammına rağmen aralık ayında 70 lira almak zorunda kalıyor. Bu kabul edilemez bir şey. TÜİK’in son dört yıldaki rakamlarına baktığımız zaman emek hareketinin gayri safi milli hâsıladan aldığı pay yüzde 34’lerden yüzde 27’ye düşmüş. Aynı dönemde sermayenin aldığı pay ise yüzde 50’lerden yüzde 54’e çıkmış. Dolayısıyla yüksek enflasyonun olduğu dönemler, emekçilerin kaybettiği dönemler olmuştur” dedi.

Arslan, Türkiye’nin belirli meslek grupları ve kesimler için adeta vergi vermeme cenneti konumunda olduğunu belirtirken, devletin vergi sisteminin çalışanlar başta olmak üzere yakaladığından vergi almak üzerine işlediğini söyledi.

Büyük kazançlar ve servetler elde edenlerin, çalışanlar kadar vergi vermediğini ifade eden Arslan, “Üstat Necip Fazıl’ın ‘bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa’ sözü var. İnanın böyle bir adaletsizlik olmaz. Biz vergideki bu adaletsizliğin ortadan kaldırılması için ciddi bir çalışma başlattık. Bu konuda uzman ve akademisyenleri bir araya getirdik. Yaklaşık iki aydır çalışıyorlar. Çalışmamız tamamlandığında kamuoyuyla paylaşacağız. Bu çalışmada, mevcut vergi sistemini masaya yatıracağız ve Türkiye nasıl bir vergi sistemine geçmeli konusunu ele alacağız” diye konuştu.