Sendikamızın Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kılıç, beraberindeki Sakarya Şube Başkanımız Cüneyt Yüksel, Kocaeli Bölge Başkanımız Arif Çolak ve Dış İlişkiler Uzmanı Meltem Toraman Soğuksu ile birlikte IndustriAll Avrupa Sendikası İcra Kurulu Toplantısı katıldı.
Belçika’nın Elewijt şehrinde 13-14 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilen toplantıda IndustriAll Avrupa’ya bağlı sendikaların sendika liderleri, örgütün faaliyetlerini gözden geçirmek, mevcut konuları istişare etmek ve Avrupa endüstrisinin durumunu tartışmak için iki gün boyunca bir araya geldi.
IndustriAll Avrupa Başkanı Michael Vassiliadis’in açılış konuşmasıyla toplantı başladı. Daha sonra gündemin onaylanmasının ardından son toplantı tutanakları katılımcılarla paylaşıldı.
IndustriAll Avrupa’nın 2023-2025 yılları adaylıkları arasında Genel Başkanımız Yunus Değirmenci asıl üyeliği ve Dış İlişkiler Uzmanı Soğuksu’nun ise yedek üyeliği yeniden onaylandı.
Toplantının öne çıkan konuları arasında, İsveç’teki Tesla işçilerinin için toplu sözleşme sorunları ile İsrail ve Filistin’deki mevcut durum yer aldı.
Toplantıda Türkiye’yi temsilen sendikamızın Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kılıç söz aldı ve şunları söyledi: “İsrail ve Filistin’deki mevcut durumla ilgili IndustriAll Avrupa’nın yapmayı planladığı açıklamaya ilişkin, sendika olarak, görüşlerimizi ve itirazlarımızı ifade etmek istiyorum. Açıklamada yer alan bazı ifadeler vicdanımızı sızlatırken, insanlığımızı da sorgulamamıza neden oldu. Öncelikle bizler insanız, sonra sendikacıyız. 12 Aralık 2023 tarihinde görüşülen ve 2010 yılında Vancouver’da düzenlenen 2. ITUC Dünya Kongresi’nde kabul edilen ve sonraki Kongrelerde yeniden onaylanan ve güncellenen ITUC’un İsrail ve Filistin politikası ortada iken bugün yapılacak olan açıklamada bugün orada yaşanan insanlık dramının başlangıcını sadece 7 Ekim’deki fiili eylemlere bağlamak büyük fotoğrafı bilinçli olarak göz ardı etmektir.
Ayrıca İsrail devletinin bebek, kadın, genç ve yaşlı demeden o günden bu yana 20 bine yakın kişiyi öldürmesini, okulları-hastaneleri bombalamasını açık ve net bir şekilde kınamamız gerektiğini düşünüyoruz. Burada asıl olan sivillerin yaşam haklarının elinden alınmasına seyirci kalmamaktır. Mağdur ve mazlum emekçilerin, çalışanların hak ve menfaatlerini savunmak için sendikacı olmuş bireyler olarak, vicdanımızın sesini dinleyip, tarafımızı sadece sivil halktan yana seçerek, yeniden bir metnin kalem alınmasının doğru olacağını düşünüyoruz. Orada ölen bir insanlık varken, vicdanımızın sesi rehberimiz olsun. Eğer bugün yaşanan bu katliamların sorumlularına sessiz kalırsak, Gazze’de akranları öldürülen çocuklarımızın, yarın yüzüne bakamayız. Sonuç olarak; hazırlanan metnin bizler tarafından kabulü mümkün değildir. Konuşmamın içeriğinde bahsetmeye çalıştığım hassasiyetler göz önünde bulundurularak, bütün sendikacıların vicdanlarının sesini dinleyerek, daha cesur hareket ederek, daha net ifadeler kullanmaya davet ediyorum. Bu duygu ve düşünceler buradaki bütün cesur dostlarıma saygılarımı iletiyorum.”